Amerika’nın Keşfinden Önceki Cinsiyetler ve Cinsel Yönelimler
Beyaz Adam, Modernite mi? Yoksa Körelme mi?
Beyaz adam, her gittiği yere, medeniyet, modernite yahut demokrasi adı altında; dayatmacı, tek tip ve acılarını götürüyor, kirini örtmek için de janjanlı kelimelerle servis ederek…
Hazırlayan: boyAlikus
Nice örnekleri var değil mi önümüzde, yakın yahut uzak tarihlere dayanan!
Hele de, yazılı kitapları bulunan dinler adına yaptıkları; soykırımlar! Bu konuda hiçbir din diğerinin eline su dökemez, maşallah!
Konumuza geçmeden önce bazı kavramları açmak daha iyi olacaktır, yazının bütünlüğünün ifadesi için.
Cinsiyetçilik: Bir cinsiyetin, diğer cinsiyetlerden üstün tutulma durumu.
Cinsel ayrımcılık: Nefret boyutuna kadar varabilen, kişiler hakkındaki yargıları, karakter, kişilik yerine cinsiyet kimliği (kişinin kendini hissettiği cinsel kimlik) üzerinden irdelemek.
Heteroseksüel: Kadın ve erkek üzerinden tanımlarsak, karşı cinse ilgi ve de cinsel çekim duyma durumu. Daha doğrusu, dünya üzerinde kabul görülen ya da olumlanan yaygın cinsiyet kimliğidir.
Heteroseksizm: Tek cinsiyet üzerinden (kadın-erkek) , cinsiyeti tanımlama. Normal (!) olanın kadın-erkek arasında olabileceğini savunan, diğer cinsiyet kimliklerine yaşam şansı vermeyen, faşistçe ve hastalıklı bir ruh halidir. Burada bir konuyu ayırmak ve de altını da çizmek gerekir, kusurlu olan heteroseksüellik değil sadece bunun salt normallik olduğunu savunan, Heteroseksizm’in kendisidir.
Yukarıda saydığımız kavramlar, son yüzyılın tanımlamaları ve de daha çok beyaz adamın litaratüründen.
Oysa beyaz adamlar, medeniyet (!) götürmeden önce, iki ruhluluğu (iki ruhlu kadın, iki ruhlu erkek) ve beş cinsiyeti (kadın, erkek, iki ruhlu kadın, iki ruhlu erkek ve transeksüel) tanıyan, kabilenin “normal” üyesi olmak için, kadın-erkek olmak zorunluluğu olmayan, yerli Amerikalı’ların huzur içinde yaşaması söz konusuydu.
Her şeyin ruh olduğuna ve hiçbir ruhun birbirinden üstün olmadığına inanan Kuzey Amerikalı yerliler (Kızıldereliler) için, dinin anlamı bir ruhu diğerinden ayırmak, ayıplamak değil, onların yaşama hakkını takdir etmek önemliydi! Büyük ruh (yaratan, tanrı vs.) onları öyle yarattıysa, oldukları gibi kabul etmek asıl olandı. Bir çocuk cinsiyetini seçemiyorsa, seçemediği şeyden ötürü ayrımcılığa yahut cezaya tabii tutulamazdı.
Navajo yerlileri iki ruhluları “Nadleehi” diye tanımlarken, Lakota yerlilerinde bu tanım “Winkte” (kadınsal davranışlar gösteren erkek) olarak değişiyordu. Ojibwe’de “Niizh Manidoowag” (iki ruh), Cheyenne’de “Hemaneh“ (yarı dişi/yarı erkek) deniyordu. 90’lı yıllarda iki ruhlular için kullanılan en yaygın terim Fransızca bir terim olan “berdache” idi. Berdache, daha sonraları, ayrımcı bulunduğu için; İngilizce olan “Two spirit/iki ruhlu” tercih edilir oldu. Her kabilenin kendince adlandırmaları olduğunu da görmekteyiz. 1989 yılında, lgbti Kızıldereliler Winnipeg (iki ruhlu, Manitoba’daki Ojibwe dilinden) sözcüğünü kullanıma soktular.
“Bulur ve Öldürür” anlamına gelen Osh-Tisch, bir erkek bedeninde dünyaya gelmiş, kadınla evlenmiş lâkin günlük yaşantısında kadın kıyafetleri giymiş ve kadın gibi yaşamıştı. 17 Haziran 1876’da Rosebud Creek Savaşı‘nda bir kabile üyesini kurtarmasıyla ün kazanmıştı. Büyük bir cesaret örneğiydi.
Zuni’lerden We’wha’da bir başka iki ruhlu ünlülerdendi. Erkek bedeninde doğmuş bir kadındı. Washington’da Zuni büyükelçiliği görevini yapmıştır.
Yerli kabilelerde, bireyler kadınlık-erkeklik üzerinden değil, kabileye katkıları üzerinden tanımlanırdı. Aileler, çocuklara cinsiyet kimliğini benimsetmez hatta çocuklukta cinsiyet baskısı oluşturmasın diye farklı elbiseler giydirilmezdi.
Geleneksel olarak, iki ruhlulara kabilelerde büyük saygı duyulur ve kutsal anlamlar yüklenir, bununla beraber; kabiledeki en önemli görevler verilirdi. Tıp, büyücülük, hemşirelik, kabilenin sözlü geleneklerini muhafızlık yahut çocuklara ad koyma ve bu gibi… Ayrıca çöpçatanlık, evlilik danışmanlığı, dericilik, mücevhercilik ve sanata dayalı alanlarda görev aldıkları çeşitli kaynaklarca belirtilmektedir.
Yukarıda sözünü ettiğimiz çok renklilik ve saygı temelli, bir arada yaşama kültürü, beyaz adamın Amerika’yı keşfiyle bozguna uğratılmaya, özellikle de iki ruhlu insanları yok sayıp ötekileştirmeye başladılar.
1530’da İspanyol kaşif Cabeza de Vaca günlüğüne Florida’da kadın gibi giyinen ve çalışan “yumuşak” Kızılderili Yerlileri gördüğünü yazdı. Avrupalıların Kızılderililerle ilgili diğer bütün yönleri gibi cinsiyet çeşitliliği de tolere edilmemişti.
Cizvitler’in ve Fransız kaşiflerin “günaha verilmiş” veya eşleriyle “Avlanan Kadınlar” gibi hikayeleri üzerine eklemeler (elbette ki nefretle beraber) Britanya’ya kadar yayıldı. George Catlin, ”iyiden iyiye yayılmadan, kayıtlara geçmeden”, İki Ruhlu geleneğinin yok edilmesi gerektiğini belirtti. Avrupa ve yanında İspanyol Katolik Rahipler, “İki Ruhlu Geleneğin” yok edilmesi için Aztek kanununu yok ederek, tarih sayfasından silmişlerdir.
Aşka ya da cinselliğe hiçbir ahlaki değer biçmeyen, Amerikan Yerlileri’nin barış içinde yaşama biçimi ve tüm kayıtları da, “barışçıl, çok renkli, çok cinsiyetliliği kabul eden” ataları tarafından moderniteye uğramıştır.
Amerikan Kızılderili Hareketi kurucusu, aktivisti ve de Lakotalı olan, ne yazık ki şuan hayatta olmayan aktör Russell Means, bir röportajında şunları söylemiştir. “Benim kültürümde, yarı erkek/yarı kadın, yarı kadın/yarı erkek olarak hisseden ve öyle yaşayan insanlar var. Bizler onlara Winkte diyoruz, winkte özel bir terimdir, bu insanlar onur verici ve özeldirler. Benim ulusumda, onları çocuklarımızın öğretmeni olarak görürüz, oldukları kişiliklere büyük saygı duyarız” der.
Heteroseksizm’in baskılayıcı ve yok edici tavrı, bir medeniyeti yok etmekle, dönüştürmekle kalmamış, insanlığa nefret tohumları da ekmiştir. Yukarıdaki örnekler Hristiyanlık üzerindendir lâkin daha öncede belirttiğim gibi, hiçbir dinin (kitaplı ve büyük kabul edilen), İki Ruhlu’lara ne kadar baskıcı, yok edici davrandığı herkesçe malumdur. En azından sorgulayan, araştıran ya da dogmalardan kurtulanlarca demek daha da doğru olur.
Günümüzde özellikle açık kimlikli geyler ve translar üzerinden, hemen hemen her çevrede; onların cinsel kimlikleri kendilerine ama canım çok belli etmesinler, yok şöyle böyle davranmasınlar sözüm o’na güya ilericiymişler safsatasıyla, nefreti körüklemekte, gece yahut gündüz trans kadın ve erkeklere yapılan saldırılar pek tabii ki cinayetlere dönüşmektedir…
Hoş geldin, beyaz adam “tüm hoşgörün ve sevginle, medeniyetinle!”
Dört gözle, yeni medeniyet ve demokrasi projelerini beklemekteyiz!
Kaynaklar:
Indian Country Today / yazar: Duane Brayboy / Düşünbil Portal
Gaia dergi / Esin Polat
Perspektifhit blog
Alıntı: Homojen Dergi