Eğitim-Sen LGBTİ: Nefrete hayır, ifade özgürlüğüne evet!
Eğitim-Sen İstanbul 3 No’lu Şube LGBTİ+ Komisyonu, ayrı ayrı yaptığı iki açıklamayla Uğur Büber’in tutuklanması; Barbaros Şansal’ın linç girişimine maruz kalması ve tutuklanmasını kınadı.
Eğitim-Sen İstanbul 3 No’lu Şube LGBTİ+ Komisyonu LGBTİ aktivisti Uğur Büber ve terzi yamağı Barbaros Şansal’ın sosyal medya paylaşımlarından dolayı tutuklanmasına tepki gösterdi.
Uğur Büber yalnız değildir
Komisyon, “Uğur Büber Yalnız Değildir” başlıklı açıklamasında şunları kaydetti:
“Balıkesir Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi Uğur BÜBER 27 Aralık 2016 günü gözaltına alınarak tutuklu yargılanmak üzere Kepsut Cezaevi’ne hapsedilmiştir. Mezuniyet hazırlığında olan BÜBER’i bir final sonrası mahkum eden zihniyet gerekçe olarak BÜBER’in ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken sosyal medya paylaşımlarını göstermiştir. İnsan hakları ve LGBTİ+ aktivisti olan BÜBER’in mağduriyetine bir an evvel son verilmesi istiyoruz. Bir öğrencinin yerinin mahpuslar değil; okul sıraları, sokaklar… olduğunu biliyor ve Uğur’umuzun ait olduğu yere geri dönmesini bekliyoruz.”
Nefret söylemi lince dönüştü
“Nefret Söylemi Lince Dönüştü” başlıklı açıklamasında ise komisyon Barbaros Şansal’ın hedef gösterilmesi ve linç girişimine maruz kalmasını eleştirdi; serbest bırakılmasını talep etti:
“Modacı Barbaros Şansal Atatürk havaalanında polislerin gözü önünde uçaktan iner inmez apronda bulunan bir grup tarafından saldırıya uğradı, linç edilmek istendi. Şansal’ın videosu sosyal medyada nefret söylemiyle yayılmış ve hedef gösterilmişti. Üstelik bu ilk değildi. Daha öncede hedef gösterilen ve darp edilen Şansal homofobik tutum ve söylemlere sürekli maruz kalıyordu. Toplumdaki kin ve nefret her geçen gün artmakta, homofobik söylemler yaygınlaşmaktadır. Şansal’ın linç edilme görüntülerine sevinen, onaylayan kesimler, bununla birlikte homofobilerini de kustular. Millete küfreden Cengiz’e ses çıkarmayan bu kesim söz konusu lgbti olunca nefret söyleminden kendilerini alamadılar. Taciz, tecavüz, çocuk istismarı, kadın cinayetleri vb. konularda tek bir görüş dahi belirtmeyen kesimin homofobik dili şaşırtıcı değil. Toplumun tüm katmanlarına bir virüs gibi yayılan kin ve nefret kana susamış görünüyor. Bu dili kullananların asıl “toplumu kin ve nefrete sürükleme” den yargılanması lazım. Homofobi ve nefret söylemine hayır, ifade özgürlüğüne evet!”